Değişme zamanı gelmedi mi?

Değişme zamanı gelmedi mi?

Yüce Allah buyuruyor:


۞أَلَمۡ يَأۡنِ لِلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَن تَخۡشَعَ قُلُوبُهُمۡ لِذِكۡرِ ٱللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ ٱلۡحَقِّ وَلَا يَكُونُواْ كَٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلُ فَطَالَ عَلَيۡهِمُ ٱلۡأَمَدُ فَقَسَتۡ قُلُوبُهُمۡۖ وَكَثِيرٞ مِّنۡهُمۡ فَٰسِقُونَ

“İman edenlerin, Allah’ın zikrine ve hak olarak inen (ayetlere) karşı kalplerinin huşu ile yumuşamasının zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar! Zira onlara (kitap indirildikten sonra) uzun zaman geçti ve kalpleri katılaştı. Onların çoğu da fasık kimseler oldular.”
(Hadid Suresi, 16)


İlim ehli şöyle demiştir:

Bu ayet, ümmetin en hayırlı topluluğu olan sahabelere nazil olduysa, bizim hâlimiz nasıl olmalı?

Müslüman bir toplumda yaşayıp da namazı terk eden kişi için, Allah’ın kendisine farz kıldığı namazı kılma zamanı gelmedi mi?

Zekât vermeyen kişi için, nefsini ve malını temizleyerek Allah’ın üzerindeki hakkını (zekâtı) ödeme zamanı gelmedi mi?

Yüce Allah buyuruyor:

وَٱلَّذِينَ يَكۡنِزُونَ ٱلذَّهَبَ وَٱلۡفِضَّةَ وَلَا يُنفِقُونَهَا فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ فَبَشِّرۡهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٖ يَوۡمَ يُحۡمَىٰ عَلَيۡهَا فِي نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكۡوَىٰ بِهَا جِبَاهُهُمۡ وَجُنُوبُهُمۡ وَظُهُورُهُمۡۖ هَٰذَا مَا كَنَزۡتُمۡ لِأَنفُسِكُمۡ فَذُوقُواْ مَا كُنتُمۡ تَكۡنِزُونَ

“Altın ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanları acı veren bir azapla müjdele.”
“O gün, o altın ve gümüşler Cehennem ateşinde kızdırılacak, alınları, yanları ve sırtları onlarla dağlanacak ve onlara şöyle denilecek: ‘İşte bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir. Şimdi yığdıklarınızın tadını çıkarın!’”

(Tevbe Suresi, 34, 35)